Evlilikte Kıskançlık
Kıskançlık öfke, sevinç, üzüntü gibi temel insani duygularımızdan biridir. Her insanın içinde doğal olarak bir parça kıskançlık kendiliğinden vardır. Kıskançlık en genel anlamı ile kaynak, alan ve sevgi paylaşımı ile ilgili temel duygulardan biridir.
Evlilik ilişkisinde kıskançlık konusunda sorun yaratan mesele duygusunun kendisi değil kişinin bu duyguya nasıl tepki verdiği ve duygusunu nasıl yönettiğidir.
Kıskançlık sevgi güven fedakarlık bağlılık gibi eşler arası iletişimi en çok etkileyen duygulardan birisidir. Hem kıskanan eşi hem de kıskanılan eşi olumsuz şekilde etkiler ama en çokta kıskanılan eşi etkiler. Kıskançlık evlilik ilişkisini hiç farkına varmadan yavaş yavaş zehirler. Bu nedenle evlilik ilişkisinde kıskançlık ciddiye alınmalı ve duygu akıllıca yönetilmelidir.
Kıskanç eş son tahlilde bana önem ver ve bana değer ver mesajını iletir. Diğeri bu mesajın içeriğini duyar ve sevginin iletişim aracı olan davranışlarla eşine değer verdiğini gösterirse kıskanan eş kendi davranışını sorgulamaya başlayarak hizalanabilir.
Genel anlamı ile çift ilişkisinde yaşanan kıskançlık insanın değer verdiği kişiyi başkaları ile paylaşamamasıdır. Kıskançlık güvensizlikten ,sahiplenme duygusunun yoğunluğundan ilgiyi ve sevgiyi yitirme endişesinden kaynaklanıyor olabilir. İlişkide eşlerden biri diğerini kaybetme kaygısı yaşıyorsa bu kıskançlık duygusunu tetikleyebilir.
Genellikle evlilik ilişkisinde karşı cinsten üçüncü kişinin varlığı kıskançlık duygusu yaratır. Evlilik ilişkisinde güvensizlik kaygı korku ortamına davetiye çıkarır. Ancak üçüncü kişinin varlığından kaynaklanan kıskançlık evlilik gemisini sallamaya başlar.
Eşler arası ilişkide kıskançlık bunalımı ilişkilerinde bir sorun olduğunu ya da kıskanan kişinin kendine olan özgüvenin düşük olduğunu gösteriyor olabilir. Bu nedenle kıskançlıkta doğru bir strateji belirletebilmek için nedeninin öncelikle doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekir.
Marazi şeklide olan aşırı kıskançlık bir evlilik ilişkisinin yürümesine izin vermez. Marazi şekilde kıskanan kişi sürekli sorgular hesap sorar aşırı şüphecidir, kimseye güvenmez. Böyle kişiler en basit şeyleri bile büyüterek güven bunalımına yol açabilirler. Sürekli kıskanılmak güvenilmemek kıskanılan tarafı yıpratır ve gerginleştirir.
Evlilik ilişkisinde güven bunalımını hortlatan önemli etkenlerden biri duygu ve düşüncelerin paylaşılamamasıdır. Yani açık iletişim yokluğu. Bu durumda birbirlerine ikili mesajlar vermeleri kaçınılmaz olup bu da güvensizliğe güvensizlikte kıskançlık duygusuna neden olur. Şurası gerçektir ki marazi kıskançlık evlilikte mutsuzluğa yol açan önemli etkenlerden birisidir. Kıskançlık patlamaları eşlerin birbirlerini suçlamalarına ve kavgaya dönüşür. Bunlar da evlilikte asıl hedef olması gereken sevgiyi artırma yollarını tıkar.
Kıskançlığın önemli nedenlerinden biri de kişinin eşinin sadakatsizlik yapabileceğini ve onu kaybedebileceğini sürekli düşünmesidir. Bir diğer önemli sebep de eşin sürekli meşguliyetinden kaynaklanabilir çok yoğun çalışma hayatının olması ,eşlerden birinin kendi arkadaşı ile fazlaca meşgul olması ya da bir eşin sürekli şekilde çocuklara yönelmesi yahut ta eşlerden birinin kendi ailesine fazlaca düşkün olup evlilikten sonra da aynı şeyi sürdürmesi gibi nedenler de kıskançlık duygusunu besler.
Ayrıca çiftin daha önceki sadakatsizlik yaşantıları, eşine davranış biçimi, düşük benlik algısı, kıskançlığın önemli sebeplerinden biridir.
Kıskançlık ve buna gösterilen tepkiler cinsel ilişkinin azalmasına neden olabilir. Hatta kıskanç eşin talebinde artışa diğer eşin de uzaklaşmasına neden olabilir.
Özgüven eksikliği eşler arasındaki kıskançlığa yol açan önemli sebeplerden biri olduğuna göre özgüven eksikliğinin ne olduğu ve bunun kıskançlığa nasıl neden olduğunun dinamiklerinin bulunup ortaya çıkarılması gerekir.
Özgüven eksikliği kişinin kendisini zayıflık, güçsüzlük, yetersizlik duyguları içinde hissetmesi demektir. Ancak kişi yaşadığı hayat olayları karşısında da özgüvenini kaybedebileceğini ya da öz güveni zayıflayabilir. Örneğin evladını kaybetme işten atılma büyük bir ekonomik kayıp kronik ya da ölümcül bir hastalığa yakalanma terk edilme vb.
Özgüven eksikliği genelde bazı korkularla eşzamanlı olarak seyreder, sevgiyi kaybetme , terk edileme korkusu gibi. Eğer kişide özgüven eksikliğinin yanı sıra bu duygular da mevcutsa bu kişi bazı kıskançlık belirtileri gösterebilir. Zaman zaman evlilik ilişkisinde kişinin bu korkularını tetikleyen olaylarda meydana gelebilir. Örneğin eşin davranışlarında ani değişmeler, eşin ilgisinin azalması, cinsel ilişki sıklığının düşmesi gibi evlilik sorunları marazi kıskançlığı başlatan olaylar olabilir. Örneğin bir kadın kendini kendisi çok güzel olduğu halde beden imajı bozukluğu varsa kendini çirkin görebilir ve eşinin yolda giderken gördüğü birine bakması kıskançlık duygularını tetikleyebilir. Ancak özgüven sahibi de kıskançlık duygusu hisseder. Ancak bu duyguyu denetler ve iyi yönetir.
Kıskançlıkta asıl önemli olabilen şey sebebini bulabilmektir. Kişi kıskançlık hakkında yaptığım doğru mu diye kendine ısrarla sormalıdır. Bu sorunun hemen ardından neden kıskanıyorum sorusuna cevap aramalıdır. Kişi kıskançlık duygusunu öncelikle kabul etmeli ardından kıskançlık duygusu ile gösterdiği davranışlarını gözden geçirmelidir. Kıskanan eşler genellikle bu duygularını karşılarındaki kişiyi çok sevmelerinin bir tezahürü olarak açıklarlar. Aslında bu daha çok ilgiyi ve sevgiyi kaybetme korkusunun bir belirtisidir.
Diğer taraftan eşler arasında bir miktar kıskançlığın olması doğal ve istendik bir durumdur. Çünkü bir miktar kıskançlık evliliği diri tutar ve çifti birbirlerine yakınlaştırır.
Bu noktada sorulması gereken soru kıskanan kişinin ne yapması gerektiğidir. Bu sorunun cevabı da aslında sorunun içinde mevcuttur. Kısacası olumsuz duygularla baş etmenin yolu onların yerini olumlu duygularla doldurmaktır. Kişi sevdiği insana sevgi ile yaklaştıkça karşısındaki kişi de ona aynı şekilde yaklaşacak ve büyük olasılıkla kıskançlığı doğuran nedenler ortadan kalkacaktır. Yani kıskanan eşlerin eşini tehdit etmeleri eşini baskı altında tutmaya çalışmaları, her hareketini taktir etmeye çalışmaları kıskançlığını öfke patlamaları şeklinde dışa vurmaları karşı tarafı kendilerinden daha çok uzaklaştırır ve dolayısı ile sorunun daha da kökleşmesine hizmet eder.
Kıskançlık kıskanılan eşin incinmesine sebep olur. Kendisine güvenilmemesi eşe baş etmekte zorlanacağı duygular yaşatır. Bu duyguların etkisiyle eşinden uzaklaşabilir.
Kıskançlık sorunu ile cebelleşen çiftlerin ilk sorunlarının büyümemesi için hemen açık iletişime geçmeleridir. Birbirlerine dolaylı imalı mesajlar veren kinayeli konuşan çiftler düzeltmek istedikleri sorunları farkında olmadan artırmış olurlar.
Evlilik ilişkisinde çiftler karşılıklı kıskançlık sorunu ile mücadele ederken sorulması gereken sorulardan biri kıskanılan eşin ne yapması gerektiğidir.
Eşteki kaybetme korkusunu azaltacak en önemli yöntem sevgidir. Sevgi arttığı zaman kıskançlık gibi negatif duygular azalır. Kıskanılan eş eşinin korkusuzluğunu güvensizliğini, dolayısı ile kıskançlığını gidermek için karşı adımlar atmak yerine daha çok sevgi vermeye çabalamalıdır. Sürekli kıskanılmak güvenilmemek kıskanılan eşi bunaltır ve tepkisel davranmasına zemin hazırlar. Kıskanılan eş tepkisel davranmak yerine net bir duruş sergilemeli “Bana inanman benim için çok önemli ya bana güven ya da bana güvenmemekte haklı olduğunu haklıysan herkes yoluna gitsin “ gibi açık net bir duruş sergilemelidir. Bu duruş kıskanan eşin davranışların yeniden sorgulamasına gerçek olmayan şeylerin ayıklanmasına yeniden hizalanmasına yardımcı olur. Kıskanılan eş kıskanan eşe asla üstü kapalı cevaplar vermemelidir. Bu cevaplar kıskanan eşin şüphesini artırmak daha da çok üstüne gelme üçüncü kişinin varlığına hizmet eder. Marazi şekilde kıskanan eş karşısındaki kişiyi sürekli sıkıştırır, hesap sorar. Kıskanılan eş için bu çok yıpratıcı bir süreçtir. Günün her saatinde güvenilir olduklarını kanıtlamak zorundaymış gibi hisseder.
Kıskanılan Eş Neler Yapmalı :
Negatif bir duygu olan kıskançlık duygusundan kıskanan eşte müzdariptir. Bu duygusundan utanır. Bunun için kıskançlık duygularını eşiyle paylaşmak ona çok zor gelir. Bunun yerine devamlı eşi sorgulama, onun kendisini sevip sevmediğini test etme , eşininin davranışlarını kontrol etme gibi dolaylı davranışlarla duygularını dışa vurur.
Eşlerden birinin diğerine az ilgi göstermesi kıskançlık duygusunu tetikler. Böyle bir durumda eşteki ilgi azlığını bir güven bunalımına dönüştürmemek çok önemlidir. Çünkü çoğu zaman ilgi ile güven birbirine karıştırılır. Kıskanılan eş eşi ile çatışmamaya özen göstermelidir. Kıskanan kişi kendi algısına göre eşi ile güven problemi yaşar. Kıskanan eşin sürekli eşini test etme davranışları kıskanılan eşi kızdırır. Böylece onun içindeki en kötü duyguları ve eğilimleri ortaya çıkarmasına zemin hazırlar. Bu olumsuz duygular da yine kendi algısına göre kıskanç eşin sevilmediği şeklindeki düşüncelerini doğrular. Kıskanan eşin olumsuz tavır ve davranışlarına sert bir şekilde ani tepkiler vermek onun tepkilerinin artmasına neden olmaktan başka bir işe yaramaz.
Kıskanılan eşin yapacağı en uygun davranış ses tonunu yükseltmeden eşinin gözünün içine bakarak sakin bir şekilde konuşmaktır. Bir anlamda kıskanç eş verdiği mesajın en derinlerinde bana önem ver, beni sev mesajını veriyordur. Sevgi dolu bir bakış, eşi kucaklama, ufak bir hediye, eşin hatırını sorma kıskanan eşin kendi davranışlarını tekrar gözden geçirerek ben eşime haksızlık mı yapıyorum şeklinde düşünmesini sağlayabilir.
Kısacası açık iletişim ve net bir tavır koymanın yanına eşe iyilik yapmak da eklenirse kıskanan eşin bu davranışlarının azalmasında etkili bir panzehir oluşturulmuş olur. Kıskanan eşin beklentisi ve isteği değer ve önem verilme ihtiyacıdır. Ve bu ihtiyaç eşle olan ilişkide doğal bir şekilde ona verilmelidir.